Sıkça Sorulan Sorular

Dünya Sağlık örgütü verilerine göre, 2019 yılı itibari ile dünyada yaklaşık 2 milyar kişi obezite ile mücadele etmektedir. Obezite, vücudumuzda aşırı miktarda yağ birikmesidir. Bir başka tanımlama ise vücuda alınan enerjinin harcanandan daha fazla olması durumudur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 yılı araştırmasına göre; ülkemizde her 5 kişiden birisi obez veya obez adayı, Obezite oranları erkeklerin %15, kadınların ise %24 dür.

Yapılan çalışmalarda, psikososyal uyum ile kilo arasında direk ilişki saptanmış ve kilo kaybı ile hayat kalitesinin arttığı kesin olarak ortaya konulmuştur.
Obezite ameliyatı geçiren hastaların %95 inin hayat kalitesinin arttığı ortaya konulmuştur.

Obezite tedavi edilebilir ve geri döndürülebilir bir rahatsızlıktır. Günümüzde 3 temel tedavisi vardır. Bunlar;

1)İlaç tedavisi
2)Diyet ve egzersiz

3)Obezite Cerrahisi

Yanlış ve düzensiz beslenme alışkanlıkları, hormonal hastalıklar, yetersiz fiziksel aktivite, genetik etmenler, kullanılan ilaçlar, psikolojik faktörler ve sosyo-ekonomik faktörleri obezite nedenlerinden sayabiliriz.

Yüksek tansiyon
Tip 2 Şeker hastalığı
Yüksek kolesterol değerleri (Total kolesterol ve LDL)
Düşük iyi kolesterol değerleri HDL
Yüksek kan lipid oranları
Uyku apnesi ve uyku bozuklukları
Metabolik Sendrom
Koroner kalp hastalığı
İnme
Safra kesesi hastalıkları
Eklem rahatsızlıkları
Depresyon ve anksiyete
Hayat kalitesinde düşüklük
Başlıca meme ve kalın bağırsak olmak üzere belirli kanserlerin görülme sıklığında artış

Tüm bu sebeplerden dolayı obez hastalarda ölüm oranı artmıştır.
Obez kişiler normal kilolu kişilere göre ortalama 10-12 sene daha az yaşarlar.

VKİ 35-39.9 kg/m² arasında ve eşlik eden yandaş hastalıklara(şeker hastalığı, diyabet, yüksek tansiyon, uyku sorunları, eklemlerle ilgili sorunlar, depresyon, cinsel işlev bozuklukları) sahip olan kişilere,
En az 3 yıldır obezite olması ve minimum 6 aylık 2 diyet programı uygulamış olmak gereklidir.

Hayatı boyunca diyeti hiç denememiş olmak
Yapılacak işlemleri anlayamayacak ölçüde zihinsel problemi olanlara
Sosyal yönden yalnız, ev ortamı desteği alamayacak olanlara
Tedavi gerektiren psikiyatrik sorunu olan kişilere
İlaç, alkol veya madde bağımlısı olanlara
Tümüyle hareketsiz hastalara
Ergenlik çağından küçük ya da 70 yaşından büyük olmak.

  • Diyabete yönelik diyet
  • Hastaya özel egzersiz ve eğitim programı
  • Antidiyabetik ilaç tedavi  veya insülin kullanımı  diyabette klasık tedavi yöntemidir. Eğitim, diyet ve egzersiz önerilerine uyan hastaların oranı  cok düşük olduğu görülüyor.
  • Tip 2 DM de yukardaki tedavi yöntemleri uygulamasına rağmen kan sekeri regüle olmayan  veya klasik tedavi uygulamayan hastalara METABOLİK CERRAHİ uygulanır. Metabolik cerrahi tedavi ile tip 2 diyabet hastalığından klinik olarak kurtulma ihtimali çok yüksektir.

Tip 1 diyabette eksik olan insülin hormonunu  insülin iğneleriyle yerine koyarak tedavi edilir. Tip I diyabet hastaları metabolik cerrahiden fayda görmezler.

Tip 2 Diyabet: En fazla görülen  diyabet  tipidir.Hücrelerin kan şekerini düzenleyen insülin hormonuna karşı duyarsızlaşması sonucunda glukozu hücre içine alamaması sonucu  görülen bir  diabet türüdür. Hücre düzeyinde insülin duyarsızlığı nedeniyle  vücut daha fazla insülin üretmek durumunda kaldığından dolayı yağ miktarı daha da artar. Bu  durum kilo ile insülin duyarsızlığı arasında bir kısır döngü oluşur.Tip  2 DM de  kilo alma,sedanter yasam,kötü beslenme,genetik  ve çevresel faktörlerden ortaya çıkmaktadır.

  • Damar harabiyeti ve buna bağlı kalp krizi,felç,iyileşmeyen yaralar ve diyabetik ayak
  • Böbrek yetmezliği (nefropati)
  • Gözün damarları ve retinanın bozuklukları gibi göz hastalıkları(retinopati)
  • Hissizlik(nöropati)
  • Normalden fazla yemek yeme ve doymama hissi
  • Sıkk idrara çıkma
  • Ağızda kuruluk ve t
  • Aşırı su içme isteği
  • Halsizlik ve yorgunluk hissi
  • Hızlı ve istemsiz kilo kaybı
  • Bulanık görme
  • Ayaklarda uyuşma ve karıncalanma şeklinde rahatsızlık hissi
  • Ciltte kuruluk ve kaşıntı
  • Ağızda aseton benzeri koku oluşumu

Tip 1 Diyabet : Genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan bir şeker hastalığı tipidir. Pankreastaki  hücrelerden insülin üretiminin yetersiz olması veya hiç olmamasından  kaynaklanır. Bu hastalar  dışarıdan insülin almak zorunda ve  yasam  kalitesi düşmektedir.

 

Şeker hastalığı veya  diabetes mellitus (DM) denilen hastalık kan sekerinin olması gereken miktardan fazla bulunması  olarak tanımlanır.Şeker hastalığı en cok   tip 1 ve tip 2 diyabetus mellitus (DM)  şeklinde bilinmekle birlikte nadiren gestasyonel diyabet  ,LADA ve MODY tipleride vardır. Hastalığın nedeni insülin hormonu üretiminin  yetersiz olması, hiç olmaması, ya da vücut dokularının insüline karşı duyarsız hale gelmesi nedeniyle olur.

Metabolik Cerrahi (Şeker Ameliyatı) Nedir?

Metabolik cerrahide (Şeker Ameliyatı) fonksiyonel kısıtlama üzerine odaklanılmalıdır. Bunu yapmanın tek yolu beslenmenin erken aşamalarında ileum kaynaklı iştah kesici nöropeptid hormonları aktif hale getirmektir. Eğer bağırsaktan gelen doygunluk sinyalleri çok zayıf veya çok geç gelirse, o zaman kişinin metabolik doygunluk oluşana kadar çok fazla miktarda yemek tüketmesi söz konusu olabilir. Bariatrik(Kilo verme ameliyatı ) ve Metabolik cerrahi(Şeker ameliyatı ) sonrası obezite, hipertansiyon , hiperlipidemi (kanda yağ artışı)  ve  şeker hastalığının kontrole alınmasında besinler in yapılan bypass sonrası direkt olarak ince bağırsağın son parçasına geçeceği için buradaki L hücreleri uyarılarak salgılanan hormonlar  vasıtası ile diyabet kontrol altına alınır.İnce bağırsağın ilk parçasına besin geçişi cerrahi olarak engellenerek , buradan insülin direnci yapan bir takım hormonların salgılanması engellenir.

Bu yöntemle, Tip 2 diyabette vücudumuzda bulunan, ancak; yararlanamadığımız insülin yararlı hale gelmekte ve gerek dışarıdan kullanılan insülin miktarı ve  antidiabetik ilaçların  ve  gerekse  anihipertansif ve antihiperipidemik  ilaçların miktarı azalmakta veya tamamen ortadan kalkmaktadır.

 

Metabolik sendrom  insülin direnciyle başlayan santral obezite, hipertansiyon, kanda kolesterol ve açlık şekerinin yükselmesi ve iyi kolesterolün (HDL) düşmesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Tip 2 diabet ve aşırı kilo arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır; obezitesi olan insanların yaklaşık %40’ı diabetik ve tip 2 diabeti olan insanlarında yaklaşık %80’i obezdir.

Aşağıdaki kriterlerin en az 3 tanesine sahip olan bir kişide metabolik sendrom olduğu kabul edilir.

     – Bel çevresinin erkeklerde >102 cm, bayanlarda >88 cm olması

     – Trigliserid düzeyinin kanda 150 mg/dl veya üzerinde olması

     – LDL kolesterolün erkeklerde 40 mg/dl, bayanlarda 50 mg/dl altında olması

  • Yüksek tansiyon(>130/>85 mmHg)
  • Yüksek kan şekeri(>110 mg/dl)
×